“scarface”. 1983 abd yapımı. yönetmen brian de palma, başrol oyuncusu al pacino… michelle pfeiffer için de bu filmde ki soğuk, duygusuz, para düşkünü kadın tiplemesiyle de unutulmazlar arasında.

* Scarface howard hawks’ın yönettiği 1932 yapımı filmin ikinci çevrimidir. Bu ikinci çekim, ilk filmin yönetmeni howard hawks ve senarist ben hecht’e adanmıştır. ilk film italyan mafyasına sıfırdan giren ve aynı hırsla yükselip, çöken bir başka tony montana’yı (ki o filmde karakterin adı tony camonte) anlatmaktadır. İlk film daha cok “al capone” dan ilham almıştır.

Aynı filmi martin scorsese ve robert de niro da yeniden çekmek istemiş ancak, brian de palma ve al pacino önce davranmıştır.

* Senaryoyu yazmaya ilk sidney lumet başlamıştır. Ve ilk filmdeki gibi italyan asıllı bir mayfa yerine hispanik (güney amerikalı göçmen) olmasına o karar vermiştir. Yönetmen olarak palma’nın seçilmesinden sonra sorunlar çıkmış ve senaryo o zamanlar çok genç olan oliver stone’a verilmiştir. Sırf para için işi kabul eden oliver stone o dünyayı keşfetmek amacıyla miami’ye ordan da bolivyaya gider. Uyuşturucu kaçakçıları, mafya, polis, mafya patronları ile görüşmeler yapar. bolivya’da daha önce görüştüğü bir yargıcın ismini telaffuz etmesiyle başı belaya girer. Sonrasında paris’e gider ve orda kaldığı 3 haftada senaryoyu tamamlar. Ancak sonradan kokain alemlerinde tamamladığını itiraf eder.

* Film kurulan büyük setlerle miami’de çekilmeye başlanır ancak hispanik toplumda filmi castro’nun finanse ettiği ve küba göçmenlerini kötülediği şeklinde dedikodular çıkar. Bu huzursuzluk üzerine setler los angeles’a taşınır.

* Filmde 182 kez fuck geçmekteymiş ve bu rekoru pulp fiction çekilene dek kıran film olmamış.

* Psikiyatri stajında “antisosyal kişilik bozukluğu” ile ilgili izletilirmiş bu film. Bu bozukluğa örnek gösterilebilecek diğer filmler; guguk kuşu, taxi driver ve tabii ki otomatik portakal.

* Filmde geçen iki klasikleşmiş söz;

“say hello to mylittle friend”

“i allways tell the truth, even when i lie”

bu cümlenin öncesini de vermek daha güzel olacak sanırım;

“ne bakıyorsunuz? siz, hepiniz ibnesiniz. niye biliyor musunuz ? istedikleriniz yapacak yürek yok sizde. benim gibi adamlara muhtaçsınız. böylece parmakla gösterip “işte kötü adam o” diyebiliyorsunuz. peki bu size ne kazandırıyor? siz iyi misiniz? iyi felan değilsiniz. sadece saklanmayı yalan söylemeyi iyi biiyorsunuz. benim öyle bir derdim yok hep doğruyu söylerim. yalan söylerken bile.”

* Kardeşi ile olan ilişkisinde enseste yakın dokular olduğu söylenir, ama net bir şey yoktur.

* Vizyona girişinin 20. Yılında yani 2003’te amerika’da yeniden sinemalarda gösterime girmiştir.

* Al Pacino’nun kendi rol aldığı filmler arasındaki favori filmiymiş.

* Alt metinlerde aslında komünizm ve kapitalizmi karşılaştırmaktadır. Film ticari kaygılarla çekilmiş bir sanat filmi olarak görülse de tamamı çok ciddi bir sistem ve amerikan rüyası eleştirisidir.

* İçerdiği şiddet ve argo sebebiyle vizyona çıkmadan önce mahkemelik olmuş. Aslında görünen bir şiddet sahnesi de yoktur filmde. elektrikli testere ile kolun kesildiği sahnede bile sadece kan, yüksek ses ve ne olduğu anlatılan bir atmosfer yaratılmıştır sadece.

* İlk vizyonu da tahminlerin altında olmuş ve zamanla değeri anlaşılmıştır. Hiç bir dalda oscara ödülüne aday gösterilmemesi de ilginç…

son olarak bu filmi izleyip de etkilenmeyen, şöyle bir an düşüncelere dalmayan yoktur sanırım….